Great Place to Work, her yıl gerçekleştirdiği bağımsız analizlerde çalışan memnuniyetini bilimsel metodolojilere dayalı olarak değerlendirir. Bu süreçte, çalışan bağlılığı, kurumsal adalet, liderlik kalitesi, takım ruhu, iş-özel yaşam dengesi ve organizasyonel güven gibi pek çok kriter ele alınır. En önemli noktalardan biri de değerlendirmelerin anonim şekilde yapılmasıdır.

Kör hakemlik yöntemiyle toplanan veriler, şirketlerin yalnızca beyanlarına değil, çalışanların gerçek hislerine dayanarak sıralamaya alınmasını sağlar.

Ones Technology, elde ettiği yüksek skorla, önceki dönemlerde olduğu gibi 2025-2026 Great Place to Work sertifikasını almaya hak kazandı.

Çalışanlara yöneltilen sorular genellikle şunları kapsamaktadır:

  • Şirketinizde kendinizi değerli hissediyor musunuz?
  • Liderlerinizin yönetim tarzını nasıl değerlendiriyorsunuz?
  • İşinizde gelişim fırsatlarına sahip olduğunuzu düşünüyor musunuz?
  • Çalışma ortamınız güvenli ve destekleyici mi?
  • Şirketinizin karar alma mekanizmalarında adalet duygusu ön planda mı?

Ones Technology, Great Place to Work’e başvuruda bulunduğu her dönemde ortalamaları yukarı çeken bir performans sergilemeyi başarmıştır. Peki, bu başarının arkasında nasıl bir yönetim anlayışı yatıyor?

Kurumsal Yapının Görünmeyen İtici Gücü

Ne kadar muazzam bir diplomaya, yüksek bir mevkiye ya da büyük bir servete sahip olursanız olun, eğitiminizi asıl tanımlayan şey, insanlara nasıl davrandığınızdır.

Aslında bu türden bir başarının dayanaklarından ve kurum kültürünü de doğrudan şekillendiren temel kurallardan biri, yönetimin ve çalışanların sergilediği yaklaşımdır.

İş dünyasında insanlar çoğu zaman istatistikler ve performans verileri üzerinden değerlendirilir. Ancak gerçek başarı, bu verilerin arkasındaki insan faktörünü anlamaktan geçer. Harvard Business Review’da yayımlanan birçok çalışma, yüksek çalışan memnuniyetine sahip şirketlerin uzun vadede finansal başarıda da öne çıktığını gösteriyor. Örneğin, Google’ın 2012’de başlattığı “Project Oxygen” araştırması, iyi yöneticilerin yalnızca teknik uzmanlıklarıyla değil, çalışanlarına nasıl davrandıklarıyla başarılı olduklarını kanıtlamıştı.

Geleneksel yönetim anlayışı genellikle hiyerarşik ve otoriterdir. Ancak modern organizasyonlar, çalışanlarını yalnızca emir alan birimler olarak değil, karar alma süreçlerine katılan, fikirleriyle organizasyonu şekillendiren bireyler olarak görmeye başlamıştır. Ones Technology’nin bu alanda fark yaratan yönlerinden biri de tam olarak burada ortaya çıkıyor. GPTW analizlerine göre Ones Technology, çalışanlarını birer sayısal istatistik olarak görmek yerine, onların hislerini, düşüncelerini ve potansiyellerini merkeze alan, her birini organizasyonu meydana getiren fertler olarak tanımlayan bir yönetim anlayışı benimsiyor.

İnsan odaklı bir yönetim kültürü oluşturmak yalnızca çalışan memnuniyeti açısından mı önemlidir? Bu kültürün, şirketin üretim ve inovasyon gücüne olan etkisi de iş-yaşam dengesi açısından göz önünde bulundurulmalı mıdır?

Ancak burada önemli bir soru doğuyor: İnsan odaklı bir yönetim kültürü oluşturmak yalnızca çalışan memnuniyeti açısından mı önemlidir? Bu kültürün, şirketin üretim ve inovasyon gücüne olan etkisi de iş-yaşam dengesi açısından göz önünde bulundurulmalı mıdır? Cevapları şu bağıntıyla vermek doğru olacaktır: Eğer kurum, üretim ve inovasyonla elde ettiği kazanımları çalışanlarıyla paylaşmayı kültürünün vazgeçilmezi olarak görüyorsa bu doğru bir yaklaşım olacaktır. Çünkü böyle bir kültür, çalışan sadakatini en çok etkileyen başlıklardan olan dürüstlük ve şeffaflık ilkesini canlı bir şekilde uyguluyordur. Great Place to Work tarafından yapılan değerlendirmede, Ones Technology çalışanlarının sorulara verdiği yanıtlar bu çıkarımı destekler niteliktedir.

Ones Technology’nin Kurumsal Kültüründe Başarı

Great Place to Work’te zirveye ulaşmanın ardında, sadece soyut değerler değil, somut ve stratejik uygulamalar da yer alıyor olmalı. Ones Technology’nin bu alandaki başarısını şekillendiren bazı temel unsurlar, orada zaman geçiren hemen herkes tarafından şu maddelerle gözlemlenebilir:

Liderlik Anlayışı

Şeffaf ve dahil edici yönetim anlayışı, merkeze şahısların çabalarını konumlandırıyor. Daniel Goleman’ın Duygusal Zeka kitabında belirttiği gibi, etkili liderlik yalnızca rasyonel karar alma süreçleriyle değil, duygusal zekâ ile de doğrudan ilişkilidir. Ones Technology’de yöneticiler, çalışanlarıyla doğrudan iletişim kurarak onların ihtiyaçlarını anlıyor ve şirket içindeki karar mekanizmalarında çalışanların sesini duyurmasını sağlıyor.

Adalet ve Fırsat Eşitliği

Şirketlerde çalışan bağlılığını belirleyen en kritik unsurlardan biri adalettir. Yapılan araştırmalar, adalet duygusunun yüksek olduğu organizasyonlarda çalışanların hem performanslarının arttığını hem de işlerine daha uzun vadeli bağlılık gösterdiklerini ortaya koymaktadır. Ones Technology’de tüm çalışanlara eşit fırsatlar sunulması, yöneticilerin tüm seviyelerdeki personele aynı mesafede yaklaşması, bu adalet duygusunun güçlenmesine yardımcı oluyor.

İnovatif Çalışma Kültürü

Çalışanlarını belirli kalıplara hapsetmeye çalışan organizasyonlar, özellikle inovasyon çağında geri planda kalmaya mahkûm oluyor. Esnek düşünme ve karar almaya saygı, yaratıcı çalışma modellerini geliştirme ve hayata geçirme, yetenek yönetimi ve bireysel gelişime yönelik eğitim programları, Ones Technology’nin çalışanlarına sunduğu değerlerin başında geliyor. Bu eğitimleri, bütün bir organizasyonu meydana getiren çalışanlara fırsat eşitliği ile sunmak da büyük bir etki yaratıyor.

Samimi ve Saygılı Çalışma Ortamı

Kurumsal kültür, yalnızca yöneticilerin belirlediği politikalarla değil, aynı zamanda çalışanlar arasındaki ilişkilerle de şekillenir. Ones Technology’de, saygıya dayalı bir çalışma kültürü oluşturulması ve bu kültürün her seviyede yaşatılması, başarıyı destekleyen önemli unsurlardan biridir.

Bu noktada akla şu sorular geliyor:

Modern şirketler için çalışan bağlılığı ve memnuniyeti gerçekten finansal başarıdan daha önemli midir Bir organizasyon çalışanlarını gerçekten mutlu edebilir mi, yoksa bu mutluluk sadece ekonomik avantajlarla mı sağlanır? Ones Technology’nin başarısı, diğer şirketler için bir model oluşturabilir mi?

Değişime Açık Olanlar mı Yoksa Statükoyu Koruyanlar mı Kazanacak?

Ones Technology’nin aldığı %100’lük skor, aslında kurumsal yapılar için değişimin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Bugün hâlâ çalışanlarını sadece performans verileriyle değerlendiren, bireysel mutluluğu göz ardı eden, yönetim kademelerini ulaşılamaz otoriteler olarak konumlandıran şirketler, uzun vadede sürdürülebilir başarıyı yakalayamıyor. Drucker, “Kültür, stratejiyi kahvaltıda yer” derken aslında şunu anlatıyordu: En iyi stratejiler bile sağlıklı bir kurumsal kültür olmadan başarıya ulaşamaz. Ones Technology’nin bu alandaki başarısı, yalnızca bir ödül kazanmakla sınırlı değil. Şirket, insan odaklı yönetim anlayışıyla geleceğin organizasyonlarına örnek olacak bir yapı inşa etmeye devam ediyor.

Peki, kurumsal dünyada başarıyı belirleyen en önemli unsur ne olmalı? Geleneksel yapıların hâlâ direnç gösterdiği alanlar nelerdir? Ve en önemlisi: İnsanlar gerçekten çalıştıkları şirketlerde mutlu olabilir mi?

Belki de cevapları yalnızca istatistiklerde değil, Ones Technology’nin sık sık düzenlediği mangal partilerinde aramak gerekiyor. 🙂

Kaynaklar

Daniel Goleman, Duygusal Zeka: Neden IQ’dan Daha Önemlidir?, 2020, Varlık Yayınları, İstanbul.

Peter Drucker, The Practice of Management, 1954, Harper Business, USA.

Garvin, David A., Alison Berkley Wagonfeld, and Liz Kind. “Google’s Project Oxygen: Do Managers Matter?” Harvard Business School Case 313-110, April 2013. (Revised October 2013.)

Great Place to Work – Official Reports and Employee Engagement Surveys

Dört ayda bir yayınlanan BioAffix elektronik posta bültenine abone olarak yeni gelişmeler hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *